Sıcak olmayan hava şartları danalara ciddi şekilde etki ediyor. Bu zamanda enerjilerini ilk olarak vücut ısılarını muhafaza etmek için kullanan danaların, üreme ve randıman performansları kötü yönde etki görebiliyor. Bu nedenden dolayı kış aylarında danaların bakımının nasıl olması gerektiği hakkında makale yazımıza göz atabilirsiniz.

Danalar Kış Mevsiminde Daha Çok Yemlenmeli

Danalar kış mevsimlerinde soğuk havaların streslerine karşı kendilerini; kıllarını uzatarak, derilerin altlarında yağ birikimi yaparak ya da metabolizma çabukluklarını yükselterek muhafaza etmeye çalışıyorlar. Boyunları ve ayakları gibi kısımlarının donma ihtimallerinin önüne geçmek gayesi ile de kalp atış solunumlarını ve hızlarını artırmaya başlayarak kan akışlarını hızlı duruma getirmeye ve böylelikle sıcaklık elde etmeye çabalıyorlar. Ortaya çıkan bu fizyolojik tepkime, danaların az ısıya direnç göstermelerini temin etmektedir. Ancak buna rağmen danalar da vücutlarının sıcaklıklarını muhafaza etmek ve rutin süt elde edimi başta olmakla beraber başka metabolik etkinliklerini randımanlı bir şekilde devam ettirebilmek için önceye kıyas ile daha çok yem yeme gereksinimleri meydana geliyor. Bu hususta sıcak olmayan hava şartlarında danalara ortalama %yirmiye dek daha çok yem temin edilmesi ve vücutlarının cüsselerinin ortalama % 0,8’i seviyesinde enerji yönünden fakir olmayan yemlerin tükettirilmesi son derece büyük önem arz eder.

Danalar da sıcak olmayan hava şartlarında vücutlarının ısılarını sabit tutabilmek için rutin enerji ihtiyaçlarından % yirmi beş veya % otuz daha çoğuna gereksinim hissedilebiliyor. Kaba olan yemler bu enerji gereksinimi için yeterli kalmayacağından kış şartlarına dikkat ederek bütün sınıflar için rasyon düzenlemesi uygulanmalıdır. Danaların vücutlarında sıcaklık elde edimi yemleme işleminden dörtle altı saatin ardından fazla olacağından dolayı kış mevsiminde yemlemenin öğle vaktinin ardından veya ilk akşam vakitlerinde alınmış olması danaların vücutlarında elde edilen sıcaklığın tesirli kullanılabilmesini temin ediyor.

Hijyenik, Koruması Olan Bir Ahır Şarttır

Rüzgarlar kış mevsimlerinde hava ısısını mühim oranda azaltan ve danalarda ortaya çıkan soğuk streslerini ciddi şekilde yükseltebilen bir faktördür. Bu nedenden dolayı, kış mevsiminde esen rüzgarlara karşı kesinlikle koruması olan bir ahır oluşturulmalıdır. Bu ahırlarda danaları sıcak olmayan zeminlerden uzak tutarak uygun yatak var olması da son derece mühimdir. Sıcak olmayan hava koşullarında danaların kullanacakları suluk ya da su deposunun donmalarına müsaade edilmemesi ve danalara içme gayeli ılık suların temin edilmesi yine göz ardı edilmemesi gerekenler içerisinde bulunur. Kış mevsimlerinde barınakların daha iyi bir şekilde havalandırılmış olmasını temin etmek için ise nem oranının düşürülmesi ve zeminin donmasının önüne geçilmelidir. Havalandırma işleminin öğle vaktinin ardından uygulanması, barınakların temizlikleri için minimum su tercih edilmesi ve güneşin olduğu havalarda danaların barınaklarda tutulmaması tavsiye ediliyor.

Kış mevsimlerinde danaların vücutlarının hijyenik ve yaş olmaması da dikkat edilmesi gereken farklı bir mevzu olarak ön plandadır bunun sebebi danaların üstünde kalabilen gübre ya da çamurlar, derilerinin vücutlarını sıcak tutabilme niteliğini düşürüyor.

Mineral ve Vitamin Destekleri Aksatılmamalı

Uzun müddet sıcak olmayan havalara maruz kalmış olan danaların protein ve enerji ihtiyaçlarının beraberinde mineral ve vitamin gereksinimleri de yükseliyor. Kışın, sulara ya da yemlere eklenecek olan mineral ve multi vitamin, enerji ihtiyacına destek olmasına ve hidrasyon için gereken ana elektrolitin giderilmesine yardımcıdır. Bu zamanda bilhassa A vitaminlerine olan ihtiyaç artış göstermektedir. Bunun sebebi, uzun süre depolanan, yüksek sıcaklığa maruz kalan yahut güneş ışığında kurutulan kaba yemlerle beslenmenin yanı sıra yoğun konsantre yemlere dayalı beslemenin de A vitamini eksikliğine neden olmasıdır. Bu nedenden kış mevsiminde yükselen mineral ve vitamin ihtiyaçları giderilmelidir. Bilhassa üreme işlevlerinin muhafaza edilmesi için A vitaminlerinin yanı sıra fosfor takviyeleri de göz önüne alınmalıdır. Bilhassa doğumun yaklaşmış olduğu zamanda E, A ve D vitaminlerinden yardım alınması son derece mühimdir.