Doğru bir tespitle uygun dozda ve uygun vakitte tercih edilen antibiyotik ilaçlar olumlu neticeye ulaştırırlar.
Hayvanım da hastalık meydana geldi, hangi antibiyotik ilacın kullanımına başvurmalıyım? Bu sorunun yanıtı bazı kişiler için oldukça basittir. Daha önceden kullanılan bir antibiyotik ilacın kullanımına başvurabiliriz. Ancak; doğru bu şekil değil.
Şayet geriye dönecek olursak fark ederiz ki, antibiyotik kullanımının zorunlu olduğu her olay sürü yönetimi ve koruyucu doktorluk kurallarından birkaçının göz ardı edilmesine sebep olur. Bu durumun arkasında yatan neden ise genel olarak bilgisizlik ve bazı zamanlarda ise tasarruftur. Aslında tasarruf yapmak isterken hayvanların sağlığını olumsuz etkileyip daha büyük kayıplar ile karşı karşıya kalırız.
Antibiyotik ilaçlar mecbur olunduğu taktirde kullanılır ve oldukça faydalı da olur. Fakat, aynı yanlışları yeniden yapmamak adına her daim neden bu noktaya gelindiğini sorgulamak gerekir.
Bilindiği üzere tarihte ilk bulunan antibiyotik penisilindir. Çok fazla faydası olduğu fark edilmiş ve hala kullanılan bu antibiyotik, yalnızca gram pozitif bakterileri öldürmek konusunda işe yarar. Gram negatif bakterilerin ölmesi için penisilin faydalı olmamaktadır. Bu arada hemen ilave edelim, gram bir boyama tekniğidir. Gram boyasını emen mikroplara gram pozitif, emmeyen mikroplara ise gram negatif tanımlaması kullanılır. En meşhur gram negatif bakteriyse E.coli olarak bilinmektedir.
Keçilerin sahip olduğu keçi ciğer ağrısı adında bir hastalık mevcut. İlk kez enjektabl oksitetrasiklin preparatları sektörde kullanıldığında bu hastalıkta oldukça iyi neticeler elde edilmişti. Keçileri o zamana kadar kırılan keçi yetiştiricileri bu ilacı keçibaş ilacı olarak adlandırmışlardı. Daha evvel penisilin grubunda yer alan ilaçlar bu hastalığı sonuca ulaştırmıyordu.
Pasteurealla enfeksiyonları için kullanıldığında son derece iyi neticeye ulaştıran bir antibiyotik, güzel bir netice elde edemeyen bir kişi işe yaramadığı sonucuna kanaat getirebilir.
Zira bu defa öksürük mikoplazma ile alakalı. Çok geniş kapsamlı incelemelerle çok fazla bütçelerle, uzun vakit ayırarak meydana getirilmiş bir antibiyotik bilgi sahibi olmayan bir kişi elinde işe yaramaz hale gelebiliyor.
Şimdi süte geçmeyen antibiyotik ilaçlara geçelim. Süte geçmeyen antibiyotik diye bir şey yoktur. Yalnızca süte geçmeyen antibiyotik dozu mevcuttur. Tavsiye edilen antibiyotik miktarı aşılırsa fazla miktar süte geçer. Sefalosporin grubunda yer alan antibiyotik ilaçlar bu şekilde tavsiye ediliyorlar. Tavsiye edilen dozun aşılması halinde ise olumsuzluk doğuyor. Tavsiye edilen dozun iki katı uygulanması halinde süte geçen antibiyotik ilacın süte geçmesi nedeni ile sorun oluşturuyor. Aslında mikrop kırma etkisi bakımından daha etkin hale geliyor.
Tüm bunlara bakacak olursak, antibiyotik ilaç kullanımının bilgi dahilinde olması gerekir. Bilinçsiz bir şekilde kullanıldığı taktirde doğru sonuç elde edilmez. Ayriyeten antibiyotik ilaçların geçimsizliklerini dikkate almak gerekmektedir. Herkes tarafından bilinen bir bilgi mevcuttur. Bakteri miktarının artmasına engel olan antibiyotikler, yani bakteriostatik etkili olanlar, bakteri öldürmeye yarayan antibiyotik ilaçlar ile bir arada kullanılmazlar.
Sonuçta, ilk olarak her daim sürü yönetimi ve koruyucu hekimlik gözetilmeli, antibiyotik ilaç kullanımına gerek kalmayacak kadar biyogüvenlik tedbirleri dikkate alınmalıdır. Yine de antibiyotik ilaçların kullanımı gerekli olur ise kullanılması gereken antibiyotik veteriner tarafından belirlenmelidir.